evcilhayvanbakicisi.com’a Hoş geldiniz…

Kendimi bildim bileli yaşamımda hep hayvanlar var oldu ve bundan sonrasında da olmaya devam edecek. Hayvan sevgisine dair ilk deneyimim, hayal meyal hatırladığım kadarı ile evimizdeki rengarenk balıklar ve kanaryamız. Sonrasında ise çocukluğumun en eğlenceli zamanlarını rahmetli teyzemlerin Ankara İncek’teki çiftliklerinde geçirdim. Alman kurt köpeklerinden tavuklara, ördeklerden taya… Hepsi oyun arkadaşımdı…
Annemin hayvanları uzaktan sevme alışkanlığına rağmen, rahmetli babam sağ olsun bizlere bu karşılıksız ve beklentisiz sevginin hak ettiği yakın iletişimi kurmayı öğretti. Ve kendi müstakil evimize taşındığımız zamanda da kurt ile çoban kırması olarak çiftlikte dünyaya gelen Rex’i sahiplendik. Ailemizin 4. çocuğu oldu…

Ben o zamanlar henüz 5 yaşlarında olduğumdan, bakımına dair bir sorumluluğum yoktu. Abim, ablam ve babam her şeyi ile ilgileniyordu. Ben ise ancak gezdirme turlarında Rex ile koşturup dururdum. Senelerce ailecek tatile gitme şansımız olmadı. Çünkü mutlaka birinin evde kalıp Rex ile ilgilenmesi gerekirdi. Ama kimse de bundan şikayet etmezdi. Onun varlığı evimizin neşesiydi… Koruyucumuzdu… Ablam ile ben evde yalnız olduğumuz geceler, kulübesine girmez, gözünü bile kırpmadan kapıda nöbet tutardı.
12 yaşımdayken geçirdiği bir kist ameliyatı sonrası maalesef toparlayamadı ve son nefesini ellerimde verdi. Yaşadığımız üzüntünün tarifi yoktu… Komşuların bile baş sağlığı ziyaretine geldiğini hatırlıyorum. Bir süre sonrasında yeni bir köpek sahibi olma hayalim, bizimkilerin tekrar aynı üzüntüyü yaşamak istememeleri ve başka bazı sebeplerden gerçekleşemedi. Rex gidince bahçemiz hali ile kedilerin yaşam alanına dönüştü. Yıllardır giremedikleri bahçeye nispet yaparcasına yerleştiler. İyi ki de geldiler… Okul dönüşlerinde bu sefer onlar yeni oyun arkadaşlarım olmuştu.
Seneler sonra İstanbul’a taşındığımda da, abimlerin bahçelerinde bulduğu 1,5 aylık koca kulaklı, tipsiz bir yavru pisiden, bilge bir ruha dönüşen Bay Gizmo ile 16 sene beraber yaşama şansım oldu. Konuşmadan anlaşırdık. En büyük keyfi işten geldiğimde önüme yatıp göbeğini sevdirmesiydi. Tabii bir de sonrasında kanepeye uzandığımda göğsüme uzanıp, o kocaman fok balığı gözleri ile beni uyuklarken izlemek. Çok şey paylaştık… Hali le Bay Gizmo’nun kaybı çok daha ağır geldi… O gittikten sonra evin boşluğu… Sanki her an bir yerden çıkıp gelecekmiş hissi uzun süre devam etti.
Ama çok da yalnız kalmama müsaade etmedi ve bana kendi ölüm günü yakınlarında doğmuş, 3 haftalık bir sarman yavru yolladı. Bir arkadaşımın sokakta bulduğu oğlan pisi, kedi gribinden ölmek üzereydi. Uzun bir tedavi ve iyi bakım sonrasında süper kedi Simba hayata tutundu. Bir gözünü kurtaramadık. Diğer gözünde de durmadan kendini tekrarlayan bir tür katarakt… Bizlere göre kör… Günlük göz damlalarını filan hiç sevmez… Ama kendine sorsan o çok mutlu bir pisi… Hele şimdilerde terasta arısından sineğine uçan kaçan her şeyi yakalıyor. Peçetelere dayanamaz… Top yapar atarsın, bir koşu alır geri getirir önüne koyar. Tekrar at diye bekler… Çok bekletirsen bacağına bir tane çakar. Patisi de ağırdır hani…

Simba’nın hayatıma katılmasından yaklaşık bir sene sonra Barbaros bulvarında bir kafede arkadaşlarımla kahve içerken birden kucağıma çıkıp, kollarımın arasında uyuklayan Pati hanım ile tanıştım. 3 aylık, bir kulağının ucu köpek ısırığından pırtık, sarman, uzun tüylü bir prenses… Adını arkadaşım Özgür daha ilk anda koydu. Pati ama telepatinin patisi… Simba ile hayatımıza ayrı bir heyecan kattı. İlk başlarda tıslamalar pıslamalar… Sonrasında oyunlar, sarılıp uyumalar… Ailem, arkadaşlarım evde iki kedi bakmanın zorluğundan konuşsalar da ben bu durumdan epey mutluydum, çünkü Gizmo ile ilgili en büyük üzüntüm hep tek başına kalmış olmasıydı. Şimdi en azından bir kaç günlüğüne bir yerlere giderken iki pisi birbirine eşlik ediyordu. Yine öyle baş başa kaldıkları iki günün sonrasında eve döndüğümde Pati hanımın ucu pırtık kulağının neredeyse başı kadar şiştiğini gördüm. Panik halde veterinere… Kulak içi iltihap olmuş. Ameliyat oldu. Ancak kulağın iç yapısı iltihap üretmeye devam edince ikinci bir ameliyat ile maalesef o kulağını kaybetti. Tek kulak ile idare ediyor ama en azından sağlıklı. O da her şeye rağmen keyifli… Gözü biraz dışarıda olsa da bir iki evden kaçma girişimi sonrası panik halde eve geri döndüğünden, artık terasta sadece uzaklara dalıp gidiyor… Sonra koşarak içeri…

Evin en bücürü Hera cadısı da iki sene sonra aramıza katıldı. Kendisi de bir Pazar sabah kahvaltısı için yürürken kaldırımda karşıma çıktı. Kendinden geçmiş, sırılsıklam, bir avuca sığan minik bir pisi… Veterinere götürdüğümde 2-3 gündür aç ve susuz kaldığını, vücut ısısının çok düşük olduğunu ve yaşama şansının pek de olmadığını öğrendim. Veterinerde yer olmadığından mecburen o da eve alındı. Kendine özel bir odada günlerce battaniyeler ve sıcak su torbaları arasında ağzına şırınga ile verilen yemek, ilaç, su derken bir sabah ayaklandı. Sahiplendirmek için çok uğraştım. Ama garibim alacalı bulacalı, suratsız bir tipti. Kimse beğenip de istemedi. Evde 3 kedi olur mu olmaz mı derken, o gün bugündür evin delisi… Simba ile Pati’nin tüm düzenini alt üst edip kendine yer edindi
Tüm bu süre boyunca, sokaklarda bulduğum pek çok yavru pisiyi yuva sahibi yaptım… Her biri ayrı bir hikaye konusu…
Şimdi de şehir hayatının tüketen enerjisinden kurtulmak için taşındığımız ve kendimize doğanın içinde nefes alabildiğimiz bir yaşam kurduğumuz Seferihisar’da her gün 30’a yakın pisi ile ilgileniyoruz. Mama ve suyun dışında özel bakım ihtiyacı olanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz.

Bu, benim pati aşkı ile dolu geçen 45 yılımın özeti… Tüm bu yaşadıklarıma benzer hikayelere, tutku dolu sevgiye ve sorumluluk duygusuna sahip milyonlar olduğunu biliyorum.
Ve evet, kesinlikle hayat tüm bu can dostlarımızla paylaşınca çok daha güzel, çok daha anlamlı… Ama can dostlarımızın bakımına ve ihtiyaçlarına dair de yapılması gereken pek çok şey var. İşte evcilhayvanbakicisi.com da bu eşsiz sevgiyi bilinçli bir şekilde yayabilmek, koruyabilmek adına tüm hayvan dostlarını bir araya getirecek bir platform olma amacı ile kuruldu. Hem evcil hayvan sahibi dostlarımız olan sizlerin hayatlarını kolaylaştıralım hem de sevinçlerimizi, dertlerimizi paylaşalım, ihtiyaçlara çözüm bulalım, pati aşkına tek bir yerde tek bir yürek olalım… Hep beraber patileyelim hayatı…
Tekrar hoş geldiniz…
Sevgiyle,
Feray Altan

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s